Meta-Felsefe
Nedir?
Tanımı,
Konusu ve Genel Yaklaşımlar
Metafelsefe
(meta-felsefe), sözcüğün doğrudan çevirisiyle felsefeötesi, felsefeyi çeşitli disiplinlere ayırmadan genel olarak
felsefenin ne olduğunu, yöntemlerini, ilkelerini sorgulayan; felsefeye dair
neyi nasıl bilebileceğimizi, sınırlarımızın ne olduğunu ortaya koyan, doğrudan
felsefenin kendisine yönelik bir araştırma sürecidir. Bu nitelikleriyle
beraber, bizzat felsefenin kendi işleyişini, felsefenin kendi doğasını refleksif
açıdan ele aldığından, felsefenin
felsefesi olarak da adlandırılır1. Metafelsefenin bu özellikleri
çerçevesinde sorduğu en temel soru, “Felsefe Nedir?” sorusudur. Metafelsefenin
tanımı, bu nedenle oldukça geniş ve sınırları tam olarak çizilemeyen
yaklaşımların ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir.
Felsefenin
bir özelliği sayılan refleksivite, metafelsefe çalışmaları esnasında
belirginleşmektedir. Bu açıdan metafelsefe, esasında felsefenin diğer tüm
disiplinlerinden ayrı bir vaziyette, kemikleşmiş ayrı bir disiplini değil,
felsefenin bir özelliği olarak onun varoluş sürecinin, fonksiyonlarının bir
parçasıdır. Metafelsefeye bu açıdan yaklaşırsak sözcüğün Türkçeye doğrudan
çevrilmiş hâli olan felsefeötesi
kelimesinin metafelsefeyi tanımlamak adına çok da yararlı olmayacağı ortaya
çıkar. Bu sebeple, metafiziğin ve metaetiğin Türkçede sırasıyla fizikötesi ve etikötesi (post-modern etik) şeklinde kullanımlarının ilgili terimleri
doğru karşılamasına rağmen, metafelsefe için aynı durum söz konusu
olmayacaktır. Çünkü felsefeötesi
kavramı, daha ilk başta felsefenin, kemikleşmiş disiplinlere indirgenemeyen, sınırları
çizilemeyen ve ilerisinin, ötesinin olmadığı, ezelî ve ebedî düşünce sahasına
sahip olma ve bünyesinde her konuyu barındırma özellikleriyle çelişmektedir.
Ancak etik ve fizik için aynı durum söz konusu değildir. Felsefe, tek başına
etik ve fizikten daha geniş bir çalışma sahasını kapsar ve bu disiplinlerin
uğraşlarını da kendisine konu edinir, onları sorgular.
Esasında,
tanımlamalardaki muğlaklıkların ve eksikliklerin bir sonucu olarak
metafelsefenin, bir felsefe disiplini mi yoksa felsefenin üzerinde bir felsefe
mi olduğu noktasında farklı dönemlerde birçok yazar-düşünür farklı düşünceler
üretmiş, bu sebeple metafelsefeye bakış açıları, tıpkı felsefenin kendini
üzerinde de uzlaşılmış nihaî bir tanımın bulunmaması gibi çeşitlilik
kazanmıştır. Yine de özellikle son yıllarda, yukarıda da belirttiğim gibi doğru
kabul edilen açıklama olarak metafelsefenin, “bir felsefe dalı” yerine “felsefenin
işleyişinin ve doğasının araştırılma süreci” ifadesi daha çok rağbet
görmektedir. Farklı noktaları vurgulayan öne çıkmış isimler olarak Timothy
Williamson, Nicholas Bunnin ve Jiyuan Yu’yu gösterebiliriz. Williamson’a göre herhangi
bir şeyin felsefesinin olması, onu otomatik olarak felsefenin bir dalı yapmakta
olduğundan, felsefenin kendisinin bir felsefe etkinliğine dâhil edilmesi de
metafelsefeyi, yani felsefenin felsefesini bir felsefe dalı yapmaktadır. Öte
yandan Bunnin ve Yu, ortak hazırladıkları The
Blackwell Dictionary of Western Philosophy adlı yapıtlarında metafelsefe
maddesini tartışmaktadırlar. Burada metafelsefenin herhangi bir şekilde
felsefenin bir alt disiplini olmadığı ve metafelsefenin de birincil bir
faaliyet olarak (first-order) tıpkı felsefenin epistemoloji, ontoloji ve etik gibi alanlara
ayrılması gibi metafelsefenin de metaepistemoloji, metaontoloji ve metaetik gibi
alanlara ayrılabildiği söylenmektedir. Bu nedenden ötürü metafelsefe ve felsefe
arasında birincil-ikincil (first-second orders) ve biri diğerini kapsayan şekilde açıklamalar yapmak,
özellikle felsefe çalışmaları arasında artık önemini kaybetmiştir. Ayrıca,
felsefenin sonunun olabileceğini iddia eden düşünürlerce metafelsefe,
felsefenin bir devamı niteliğinde teorik bir aktivite olarak da
değerlendirilmiştir2. Aynı kitapta aynı sayfalarda yer verilen bir
alıntıda Yolton, felsefî ve metafelsefî perspektiflerin ayrımını yapmaya dikkat
çekmekte ve bunlardan felsefenin felsefî problemler ve pozisyonlar üretmekte
olduğunu, metafelsefenin de bu pozisyonu eleştirdiğini söylemektedir.
“Metafelsefe”
terimi nasıl ortaya çıkmıştır? Her ne kadar metafelsefe, felsefenin felsefesi anlamında kullanılsa da terminolojik açıdan bu
manaya gelmediği çoğu kez ifade edilmektedir. 1940lı yıllarda Metaphilosophy dergisinde, A Noted on Metaphilosophy makalesiyle Morris
Lazerowitz, metafelsefe teriminin isim babası olmuştur. Onun tanımına göre
metafelsefe, felsefenin doğasının
soruşturulmasıdır. Sonraki yıllarda bir din filozofu olan Paul Moser,
metafelsefeyi, “felsefeden sonraki” anlamında, ikincil özellikler bakımından tanımlamıştır.
Bu bakış açısıyla bakıldığında, metafelsefe-felsefe ayrımının,
matematik-metamatematik ve mantık-metamantık ayrımlarıyla analog olduğu
görülebilir.
Felsefe-metafelsefe
ayrımı, Ludwig Wittgenstein (1889-1951) ve Martin Heidegger (1889-1976) gibi filozoflarca
reddedilmiştir. Örneğin, Felsefe nedir?
sorusundan hareketle Heidegger’ın metafelsefe üzerine fikirlerini şu
sözlerinden anlayabiliriz:
“Nedir bu felsefe diye
sorduğumuzda, felsefe üzerine konuşuruz. Soruyu bu şekilde sormakla belli ki
felsefenin üstünde, yani dışında bir yerde kalırız. Ancak bizim sorumuzun
hedefi, felsefenin içine girmek, onun içinde kalmak, ona göre davranmak, yani “felsefe
yapmaktır”. Bu nedenle konuşmalarımızın yolu hem belli bir yöne sahip olmalıdır
hem de bu yön, felsefenin dışında, onun çevresinde değil, içinde hareket
ettiğimize dair aynı zamanda bize güvence vermelidir.”3
Görüldüğü
üzere, Heidegger tarafından, metafelsefenin en temel sorusu olan Felsefe Nedir?
sorusunu yönelttiğimizde elde ettiğimiz cevapların, her ne kadar sorunun
kendisi felsefe dışından felsefeye müdahale etmek niteliği taşısa da felsefeye
içkin olduğu zorunluluğu belirtilmektedir. Wittgenstein’ın de Heidegger
paralelinde olduğu, analitik felsefesinden ve düşüncelerinden
çıkarılabilmektedir. O da “felsefenin bir metateorisi” şeklinde metafelsefe
anlayışına karşı çıkmaktadır. Metafelsefenin ele aldığı diğer sorularla
birlikte teorik-pratik felsefe etrafında şekillenen Kıta Felsefesi ve Analitik
Felsefe ekollerini, felsefenin sınırlarını, değerini, amaç ve hedeflerini
sonraki yazılarla daha ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğim.
Bu
yazıda metafelsefe üzerine genel bilgiler, tanımlar ve metafelsefenin konusu,
çeşitli yaklaşımlarla okuyucuya aktarılmıştır. İlerleyen yazılarda metafelsefe
üzerine etkili olan Kıta Felsefesi, Analitik Felsefe ekolleriyle beraber,
metafelsefenin temel soruları, alt disiplinleri, tarihsel, diyalektik ve mantıksal çerçevede
detaylı biçimde ele alınacaktır.
KAYNAKÇA
1. Overgaard,
Soren
– Gilbert, Paul and Burwood, Stephen, An
Introduction to Metaphilosophy, Cambridge University Press, New York, 2013,
sy. Preface
2. Bunnin,
Nicholas and Yu, Jiyuan, The Blackwell
Dictionary of Western Philosophy, Blackwell Publishing, Australia, 2004,
sy. 426-427
3. Heidegger,
Martin, Nedir Bu Felsefe (Çeviren:
Ali Irgat) Felsefe Yazıları Ansiklopedisi, Afa Yayınları, İstanbul, 1995, sy.
25-26
Yararlanılan İnternet Kaynakları
Yorumlar
Yorum Gönder
Yazı hakkındaki görüş, soru ve önerilerinizi lütfen bildiriniz. Hakaret, niteliksiz ve delilsiz eleştiriler ya da kişilik saldırıları engellenecek; yapıcı üslûp ve eleştiriler dikkate alınacaktır.